Ben örtüm.
Gece kalktığımda oğlumla aynı oda da uyuyan Musevi çocuğun üstünü örttüm üşümesin diye.
Bir Hristiyan arkadaşımın her öğlen yemekten önce duasını etmesini seyredip yemeğe başlamasını bekledim tam 1.5 sene.
Ateist olan Çinli yardımcıma 2 yaşındaki oğlumu emanet ettim. Ona benim kadar annelik yapıp oğlumu oğlu gibi sevmesini izledim dört yıl boyunca.
Budist olan şöförümüzün hem Buda heykelli taşı hem de mavi boncuk takılı arabasında 4 yıl boyunca binlerce kilometre yaptım.
Hindu olan arkadaşlarıma sadece Vegan yemekleri hazırladım. Pilavı bile tavuk suyuna yapmadan ikram ettim.
Müslümanlarla iftar yemekleri yapıp bayram yemekleri düzenledim.
Benim şansıma aramam gerekmedi özellikle bu insanları. Hayatımın evrelerinde karşıma çıktılar hepsi. Hepsine aynı davrandım , hep saygı ve sevgiyle. Arada çıkmadı mı beni üzenler ve ya kullananlar, yüzüme bakmayanlar. Tabi ki çıktı. Herkesi birey olarak değerlendirdim. Ten rengine, göz yapısına ve ya neye inandığına değil, ahlak ve davranışına bakarak karar verdim arkadaş kalmaya .
Ne zaman ki karşımızdaki insanı dinine ve ırkına bakmadan sadece kişi olarak görebileceğiz , işte o zaman gerçekten 'insan' olabileceğiz.